COVID-19 virüsü ilk olarak Aralık 2019'da ortaya çıktığından bu yana binlerce varyant ortaya çıktı. Ancak bu aya kadar Delta varyantı egemen olmuştu. Omicron'un gelişi ile delta oyundan çekilecek mi? Bu yeni varyant ne kadar farklı?
Bu soruların cevabını arıyoruz.
Mutasyonlar:
Omicron, COVID-19'a neden olan virüs olan SARS-CoV-2'nin herhangi bir varyantının en fazla mutasyonuna sahip olanıdır. Fakat bu mutasyonların (genetik değişikliklerin) virüsün davranışını ne kadar etkileyeceğini bilmiyoruz.
Delta: 13 mutasyona sahipti. Bunlardan dokuzu, virüsün insan hücrelerine tutunmasına yardımcı olan çıkıntısı olan spike proteinindedir, özellikle ikisi "reseptör bağlama alanı" adı verilen moleküler bir kancadadır ve hücrelere daha sıkı yapışmasına yardımcı olur.
Omicron: Tam bir mutasyon hazinesidir. En az 32 tanesi başak proteininde ve 10 tanesi reseptör bağlama alanında 50’den fazla mutasyonu vardır.
Delta da dahil olmak üzere daha önceki varyantlarda bulunan mutasyonların çoğunu korurken, daha önce hiçbir yerde gözlenmeyen değişikliklere de sahiptir.
Bütün bu mutasyonlar ne yapıyor?
Henüz yeterli oranda bilgi yok. Gerçekten önemli olan tek başına herhangi bir mutasyon değil mutasyonların kombinasyonunun neyi değiştireceği; pek çoğu spike proteini üzerinde olduğundan, varyantın hücreleri enfekte etme ve bağışıklıktan kurtulma yeteneği artabilir.
Bulaşma:
Dünya’nın Delta ile keşfettiği gibi, daha yüksek bulaşıcılık aşılanmamış bireyleri büyük risk altına sokmakta.
Delta: orijinal SARS-CoV-2 virüsü bir kişiden iki veya üç kişiye yayılma yeteneğine sahipti. Delta bunu yaklaşık altı kişiye çıkardı. Orijinal virüste 6 gün olan kuluçka süresini ise 1-3 güne düştü yani daha hızlı ve daha çok bulaşıcı oldu.
Omicron: Henüz bulaşma oranını veya kuluçka süresini bilmiyoruz. Varyantın farklı coğrafyalardaki büyüme oranları hakkında önümüzdeki birkaç hafta içinde daha fazla bilgi sahibi olacağız. Fakat Güney Afrika’dan gelen verilere göre Delta’dan 1,5 - 3 kat daha bulaşıcı ve Omicron bu ülkedeki Delta'yı geride bırakmış gibi gözüküyor.
Bağışıklıktan kaçış:
Antikorlarımızdan kaçabilen bir varyant, daha önce enfekte olarak doğal bağışıklık kazanmış ve aşılanmış kişileri riske sokar. Elbette aşılar daha koruyucu olacak şekilde yeniden tasarlanabilir.
Delta: aşının neden olduğu antikorlardan kaçmasına izin veren bazı mutasyonlar kazandı, bu da kısmen aşı "atılımları" sorununu açıklıyor. Diğer taraftan Delta ile ilişkili yeniden enfeksiyon riskinin arttığına dair çok az kanıt var. Daha eski suşlar tarafından oluşturulan antikorlar ve aşılar insanları korumada büyük ölçüde yeterli oldu.
Omicron: Aşıya Delta'dan daha dirençli olan daha önceki Beta ve Gama varyantlarıyla benzer mutasyonları paylaşıyor. Laboratuvar çalışması bittiğinde birkaç hafta içinde bu risk hakkında çok daha fazla şey öğreneceğiz. Şuan da Omicron'un etkisini, iki doz aşı olanlar ile iki doz artı bir güçlendirici olanlar tarafından yapılan antikorlarla karşılaştırmaya çalışıyorlar. Şuana kadar elde edilen veriler iki dozun bizi korumayacağını gösteriyor. Ek olarak, Güney Afrika'dan yeni yayınlanan bir epidemiyolojik veri çalışması, Delta ile karşılaştırıldığında Omicron'a bağlı yeniden enfeksiyon riskinde üç kat artış olduğunu gösteriyor.
Hastalığın şiddeti:
Delta: Bu yaz İngiltere'de yayınlanan bir rapora göre Delta ile hastalananlarda daha önceki varyantlara göre iki kat daha fazla hastaneye yatış riski var.
Omicron : Omicron'un virülansını henüz bilmiyoruz. Güney Afrika'da vakalar hastaneye kabullerden daha hızlı artıyor - daha az şiddetli bir hastalık olabileceğini düşündürüyor. Hastaneye kabuller artmış olsa da şu ana kadar yoğun bakım yatışlarında bir artış yok. Güney Afrika verilerine göre Covid-19 koğuşlarındaki hastaların çoğu oksijene bağımlı değil, hastaların %80'i 59 yaşından küçük, %19'u 9 yaşına kadar olan çocuklar. Bunun nedeni, şimdiye kadar Omicron vakalarının ağırlıklı olarak gençlerde olması olabilir. Ayrıca aşılanmış ve daha önce enfekte olmuş kişilerde vücudun “hafıza” bağışıklığının devreye girdiğini düşündürebilir.